The King: Eternal Monarch  Dizi | Konusu | Oyuncuları | Fragman | Yorum

İZLESEM Mİ İZLEMESEM Mİ diyenlere gelsin, 
bir çok konusuna değindim 
😊 
Le Min-Ho bebişim, kıvırcık saçlım (hiç beğenmezdim o halini)
Ve cağnım diğer bebişim Kim Go-Eun güzeli.
Böylesine güzel oyuncular varken ve her birinden yetenek fışkırıyor iken ben nasıl olurda merak etmem ve daha yeni açtığım tazecik bloğuma bırakmam öyle değil mi?
Konusu da acayip merak uyandırıyor hadi başlayalım...

...DİZİNİN FRAGMANLARINI YAZININ EN ALTINA BIRAKTIM 
KEYİFLİ SEYİRLER...

Okumaya Geçmeden Linkini Bıraktığım Yayınımı da Okursanız Çok Mutlu Olurum Teşekkürler...

(Itaewon Class Dizi)

  
D İ Z İ   H A K K I N D A
Netflix’in Güney Kore yapımı, Fantastik, tarihi drama dizisidir. Kanal SBS. Yönetmenliği Baek Sang Hoon yaparken, dizinin senaryosunu ise Kim Eun Sook kaleme alıyor. 2019 yılında çekimlerine başlanan dizi, Cuma ve Cumartesi günleri olmak üzere haftada 2 gün olarak yayınlanıyor. İlk sezonu ile yayınlanan dizi 16 bölümden oluşuyor. Korece olan dizi 17 Nisan’da yayınlamaya başladı ve tüm bölümleri 6 Haziran’a kadar yayınlanmış olacak.


The King: Eternal Monarch Konusu 

Dizi iki farklı evrende geçmekte. 1994 yılının bir gecesinde kralın kardeşi Lee Rim (Jung-jin Lee) adamlarıyla darbe girişiminde bulunarak kralı öldürüyor. Amacı tüm evrenlerin kapısını açacağı rivayet edilen flütü çalmak. Tam o sırada 8 yaşındaki veliath prens Lee Gon karşısına çıkıyor ve hain prense direniyor. Bu direniş sonucunda flüt ikiye ayrılıyor ve prens yaralanıyor. Tam o sırada içeriye kimliği belirsiz siyah kıyafetli biri giriyor ve veliath prensi kurtarıyor. Hainler de parçalanan flütün yarısını alarak kaçıyorlar. Veliath prens bayılmadan evvel onu kurtaran bu kimliği belirsiz kişinin cebinden bir eşya alıyor. Sonra onu kurtaran bu kişi kaçıyor ve saray muhafızları prensi kurtarıyor.

Aradan yıllar geçiyor ve günümüze geliyoruz. Daha doğrusu 2019 yılının sonbaharına geliyoruz. Veliath prens (Lee Min-ho) tüm bu süre boyunca onu kurtaran kişiyi düşünerek ömrünü geçirmiş. Ona güç veren yegane şeyse bu yabancıdan geriye kalan kimlik kartıymış. Bu kartsa Kore Krallığı'nda bulunmayan bir insana ait: Polis Jung Tae-eul'a (Kim Go-eun).


OYUNCULARIMIZI TANIYALIM

BEYAZ ATLI KRALIMIZ LEE MİN-HO
Kore imparatorluğunun kralıdır. 8 yaşında babası ihanete uğramış ve öldürülmüştür. Kral Lee Gon rolündedir. 
O zamandan itibaren kral olarak yaşamaktadır. Maximus adında bir atı vardır ve bu atla beraber farklı bir evrene geçiş yapar.

MUHTEŞEM DÖVÜŞEN KOMİSERİMİZ, PRENSESİMİZ
KİM GO-EUN
İki farklı evrende farklı rollerde yer almaktadır.
Kore Cumhuriyetinde başkomiser olarak çalışmaktadır. Adı Jung Tae-Eul. Siyah kuşak dövüşçüdür. 
Diğer evrende ise gizemli bir suçlu olan Luna karakterini canlandırmaktadır.

KRALIMIZIN KANKİTOSU VE YAKIŞIKLI KORUMASI, 
WOO DO-HWAN
İki farklı evrende farklı rollerde yer almaktadır. Kore Krallığı evreninde kralın en yakın arkadaşı ve koruması olarak görüyoruz ama Kore Cumhuriyeti'nde yani günümüzde memur olarak görev yapmaktadır.

ORTALIĞI KARIŞTIRAN BAŞKAN JUNG EUN-CHAE 
Dizide Kore İmparatorluğu’nda, monarşinin en genç kadın Başbakanı olan Gu Seo-Ryung karakteri canlandırmaktadır. Başarı odaklı birisidir ve başarıya ulaşmak için yapamayacağı bir şey yoktur. Lee Gon (Lee Min-Ho) ve Jung Tae-Eul’un (Kim Go-Eun) arasındaki gerilimi artırmakta ve Lee Gon’un hedefini belirlemesinde önemli bir rol oynamaktadır.

YAKIŞIKLI DEDEKTİFİMİZ KİM KYUNG-NAM
Dizide Güney Kore Cumhuriyeti’nde bir dedektif olan Kang Shin-Jae karakterini canlandırmaktadır. Dedektif Jung Tae-Eul (Kim Go-Eun) ile birlikte çalışmaktadır. Babası küçük bir işletmeyi yürütürken zimmete para geçirdiği için tutuklanır. O zamandan bu yana başka biri olarak yaşamaya başlar. Devamlı gördüğü kâbuslar nedeniyle acı içinde yaşamaktadır.


BİRAZ (EPEY) UZUN DİZİ HAKKINDA YORUMUM (SPOİLER İÇERİR)

Öncelikle dizi sizler gibi beni de büyük bir beklentiye bıraktı.
Dedim kesin 2020'nin göz bebeği dizisi geliyor...
Öyle olmadı ama dizi hiç mi izlenmez derseniz valla çok da güzel izlenir (yalan yok bende bilirsiniz)

Dizinin girişinde verilen atmosfer ister istemez Gobin’i hatırlatıyor. Hanedanlığın o sıcak renkleri, kar taneleri falan aşırı hoşuma gitti. Dizinin başındaki hikaye gerçekten dokunaklı. Özellikle çocuk oyuncular ayhh o minik oyunculara bayıldım harika iş çıkarmışlar


Jung Si-Yul‘u Her Private Life dizisinde tanımıştım, orada da tatlı mı tatlı bir mantar kafayı canlandırıyordu. Jeong Hyun-joon‘a ise kısa süre önce Oscar kazanan Parasite filminden aşinayız. İkiside dizide duyguları acayip iyi aktarmış harika oynamışlar harika... 


Şu tatlış mı tatlış Kim Young-ok'u nerede görsem suratımda bir mutluluk oluşuyor.
Tabii konu saray-krallık olunca onu görmeseydik ayıp olurdu dimi... Oyy yerim :)

    Muhteşem rolleriyle muhteşem oyuncular vardı örneğin Park Won-Sang 

Ve Kötülükler Kralı Lee Jung-Jin

 The K2 dizisinde acayip beni sinir eden bir roller karşımdaydı. Sonra bu cağnım güzel dizimizde de beni acayip rahatsız eden bir rolde gördüm. Ve anladım ki bu adam bu roller için yaratılmış. Kendisi beni dizinin başında çok rahatsız etti, ondan nefret ettim, ama dizinin ilerleyen bölümlerinde oyunculuğundaki o başarıyı ve rolünü bize sergilediğinde karşılaştığım netlik ile kendisine inanılmaz bir saygı duymaya başladım. Kötü adamlarını acayip iyi seçmişler ve şaşırmadığımız bir rolde Koltuk Davası ile tekrardan Lee Jung-Jin!

  Ben Woo Do Hawan'cığıma ayrıca bir değinmek istiyorum izninizle...  
Woo Do Hwan, oyuncumuz dizide paralel evren konusundan dolayı iki farklı role hayat veriyor ve birbirine böylesine zıt iki rolü o kadar iyi canlandırmış ve o kadar mükemmel bir performans sergilemiş ki, anlatılmaz izlenilir :) Evrenler arası kendisi ile karşılaştığı noktalardaki tavrı, mimikleri, her şeyi ile çok tatlığğ muhtişim yaaa. Kralın koruması olan Jo Young bizi Kral’a olan sevgisi ile ağlatırken, pervasız Jo Eun-Sup‘ı canlandırması gerçekten ayakta alkışlanacak bir performans olmuş. Bide koruma iken aşırı karizma ya adam... Ama kötü haber şu ki askere gidecekmiş 
Son bir dizi daha çekecek ve gitcekmiş çok özlettirecek kendini anlaşılan :(  hüğğ...
    


Dizide iki farklı rol karşı karşıya geliyor ve o kadar güzel canlandırıyor ki anlatamam

DİZİYE KOMPLE BİR YORUM YAPACAK OLURSAM
Aslında Cağnım Senaristimiz, üç ayrı konuyu (Paralel evren, Zamanlar arası yolculuk ve Peri Masalları) birleştirerek yenilikçi ve farklı bir senaryo ortaya koymuş ve zoru başarmaya çalışmış.
Dizinin romantizm kısmının hızlandırılmış olduğuna aşırı katılıyorum. Belirli bir bölümden sonra duygular bilerek daha yoğun yansıtılmaya çalışılmıştı. Senaristin, izleyici eleştirileri, reytingler gibi riskleri alarak bunu yaptığını ve bu şekilde " Jeong Tae Eul ve Lee Gon'un zamanının az olduğu" vurgusunu yapmaya çalıştığını düşünüyorum. Pek çok izleyicide soru işaretleri yaratsa ve anlamsız gelse de senarist iki karakterinde (özellikle Jeong Tae Eul karakterinin) ikilinin birlikte geçirdikleri zamanın az olacağının farkında olduklarını ve ilişkilerinin bu nedenle bu şekilde normale göre daha hızlı olgunlaştığını göstermeye çalıştığını düşünüyorum. Hatta bunu dizinin özellikle önemli sahnelerinde Jeong Tae Eul'ın "Pek çok şeyi atladık" ve "Geleceği bilmiyoruz bugünü yaşayalım." gibi replikleri ile yansıtılmaya çalışıldığına inanıyorum. Belki dizi 16 bölüm değil de 20 bölüm olsaydı bahsi geçen eksiklikler daha kolay giderilebilir ve izleyiciye daha güzel yansıtılabilirdi. Böylece biz de ikilinin ilişkisinden daha emin olarak diziyi seyredebilirdik.
Eksiklerine rağmen diğer Kore dizilerinden hem konu hem de karakterler olarak farklı oluşu, oyuncular arasındaki uyum/etkileşimler ve ilk defa bir Kore dizisini sonuna kadar izleyince şimdi her şey oturdu dedirten bir dizi olması nedeniyle global anlamda büyük bir başarı yakaladı. Her bölüm başına daha çok soru ile başladığımız ve pek çok farklı ülkeden insanın toplanıp teoriler ürettiği bir diziydi. Tüm bu sürece dahil olan bir insan olarak zevkle takip ettim ve her haftayı heyecanla bekledim.
Biraz daha düşününcede aslında biz k-drama severler olarak duyguların sonucunu görmeyi değil de duyguların gelişim kısmını izlemeyi daha çok seviyoruz ve buna alışığız. Kim Eun Sook bu duygu gelişimini özellikle Goblin, Mr Sunshine gibi dizilerinde öyle güzel yansıtmıştı ki sanırım pek çoğumuz yine bunu bekledik ve yine bu nedenle çoğumuz hayal kırıklığına uğradık. Ancak Kim Eun Sook'un artık daha büyük düşündüğünü düşünüyorum. Sanki bu dizi de bu düşüncenin bir eseriydi. Sadece Korelilere ve k-drama severlere değil Netflix aracılığıyla da global dünyaya yapılmaya çalışılan bir dizi gibiydi ve belki de bu nedenle bildiğimiz, tanıdığımız k-drama konseptinden farklı bir romantizm ve konu ile ilerletmeye çalıştı diziyi...
Diğer bir konu olarak da cinayet olayı, dünyalar arası geçiş (hangi kitap evi neredeydi, o kişi hangi kişi hangi dünyadandı gibi) gibi sahnelerde özellikle ilk bölümlerde kafa karışıklığı yaratıldı. Hatta sırf daha iyi anlayabilmek ve kim kimdi ne neydi hatırlayabilmek için tekrar tekrar aynı bölümleri izlerken bulduk kendimizi ve ister istemez karakterleri benimsedik, hikayeye alıştık. Belki de senaristin istediği tam da buydu. Bu şekilde hem diziye merak hem de ilgi ve bağlılık artırılmaya çalıştı. Ki güncel izleyen kesim için bunu başardıklarını söyleyebilirim. Sanırım biz güncel takip eden insanların diziye bu kadar bağlanması, her yeni bölüm ve teori ile hop oturup hop kalkması ve sürekli yeni teoriler üretip anlamaya çalışmasının nedenleri cevaplanmayan ve artarak ilerleyen sorulardı. Sanırım Kim Eun Sook düşündüğümüzden daha gerçekten zeki biri ve nasıl ilerlemesi gerektiğini bilen biri... Risk almasına rağmen global bir başarı ve saygı elde etti.
NEDEN HERKESİNDE DİLİNDE VE ÇOK SEVİLMEDİ BU GÜZEL DİZİ
Kim Go Eun, askerden dönen Lee Min Ho bu dizide yer alınca beklentiler bir hayli yüksek oluyor. Hatta bunun içine Secret Garden, The Heirs, Descendants of the Sun ve Goblin gibi reyting rekorları kıran dizilerin yazarı Kim Eun-Sook eklenince kaliteli bir dizi olacağına şüphem yoktu. Fakat bu kadroya göre çok daha başarılı yapılabilirdi diye düşünüyorum. Dizi hızlı bir şekilde başlıyor fakat ortalarında konu yavaşlıyor. Bilim kurgu üzerine farklı bir yapım olmuş bunu hepimiz kabul edelim. Doğaüstü olaylar Kore dizilerinde sıklıkla yer alsa da paralel evren konusu ilgi çekiciydi. Fakat hak ettiği şekilde işlenmediğini düşünüyorum. Bu da maalesef reyting oranlarına yansımış durumda. Ortalama olarak %8 civarında bir reyting oranı almışlar. Dizilerin rekorlar kırmasında birçok etken olsa da bana göre ana karakterler dışında ikinci çiftin ayrı bir hikâyesi olması diziyi daha kaliteli yapıyor. Özellikle Descendants of the Sun ve Goblin dizilerinde bunu gördük. Bunun dışında müthiş şarkı seçimleri ile insanları diziye bağlıyorlar. Yine bu iki dizide bunu görmekteyiz. Fakat The King: Eternal Monarch dizisi bu konuda çok daha basit kalıyor. İyi oyunculardan oluşan bir ekip olsalar da daha kaliteli bir şekilde yapılabilir miydi sorusu sürekli aklımda takıldı kaldı ki bence yapılabilirdi. Dizinin son bölümlerini konu dışında bırakıyorum. Olması gerekeni maalesef sonlara saklamışlar. Yani kısaca demek istediğim oyucu kadrosuna bakınca beklentiler doğal olarak yükseliyor. Senaryo aslında gayet iyi ama dediğim gibi beklentiler yükselince ve oyunculara bakılınca yetersiz kalıyor. 
Ama oyunculara bakmadan pek bir beklentiniz olmadan izlerseniz bence dizi mükemmel ve son olarak şunu ekliyim herkes gibi Kim Go Eun ve Lee Min Ho ikilisi uyumlu bir çift olur mu diye epeyce bir düşündüm...... 
OLUR MU Kİ.... ACABA....?????????? Kafamda Soru İşaretleri...????????
Ama ben bir izlemeye başadım bir de ne göreyim bunların kimyaları acayip uyuyor. 
Ve boy farkı olan çiftler bana çok tatlığğ geliyor. 
Onlarda bence birbirlerine çok uymuş ve çoookk tatlılardı.
Zaten sarılınca kızın erkeğin gösğsüne yaslanması acayip hoş ve samimi bir görüntü oluşturuyor:)

Bugünlük bu kadar okurken umuyorum ki eğlenmişsinizdir.
Okuduğunuz için çok teşekkürler.
İyi ki varsınız muah 😚 öpüyorum hepinizi.
Min Ho gibi sevdiceğiniz olma dileğiyle. Hoşçakalın.
Kendinize cici bakın💕


FRAGMANLARI BIRAKIYORUM KEYİFLİ SEYİRLER